بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُدۡحَضِينَ ١٤١

Kur'a çekmişti de yenilenlerden olmuştu.

– İbni Kesir

فَٱلۡتَقَمَهُ ٱلۡحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٞ ١٤٢

Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.

– İbni Kesir

فَلَوۡلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلۡمُسَبِّحِينَ ١٤٣

Eğer o, tesbih edenlerden olmasaydı.

– İbni Kesir

لَلَبِثَ فِي بَطۡنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ ١٤٤

Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı.

– İbni Kesir

۞ فَنَبَذۡنَٰهُ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٞ ١٤٥

Rahatsız bir halde iken Biz, onu açıklık bir yere attık.

– İbni Kesir

وَأَنۢبَتۡنَا عَلَيۡهِ شَجَرَةٗ مِّن يَقۡطِينٖ ١٤٦

Ve onun için geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.

– İbni Kesir

وَأَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلۡفٍ أَوۡ يَزِيدُونَ ١٤٧

Onu yüz bin veya daha fazlasına elçi gönderdik.

– İbni Kesir

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ ١٤٨

Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

– İbni Kesir

فَٱسۡتَفۡتِهِمۡ أَلِرَبِّكَ ٱلۡبَنَاتُ وَلَهُمُ ٱلۡبَنُونَ ١٤٩

Şimdi sen, onlara sor, kızlar senin Rabbının da, oğlanlar onların mı?

– İbni Kesir

أَمۡ خَلَقۡنَا ٱلۡمَلَٰٓئِكَةَ إِنَٰثٗا وَهُمۡ شَٰهِدُونَ ١٥٠

Yoksa, Biz, melekleri dişi olarak yarattık da onlar buna şahid miydiler?

– İbni Kesir

أَلَآ إِنَّهُم مِّنۡ إِفۡكِهِمۡ لَيَقُولُونَ ١٥١

İyi bilin ki; gerçekten onlar, iftiralarından ötürü şöyle diyorlar:

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu